Su Kaybı (Dehidrasyon) Nedir?
Vücuda su, sıvı besinler ve içeceklerle birlikte alınan sıvının daha fazlasının vücuttan kaybedilmesi, dehidrasyon adı verilen su kaybı durumuna neden olur. Bu duruma yol açabilecek pek çok neden söz konusudur. Sürekli hareket halinde olan kişiler, bedensel olarak çalışanlar, yoğun egzersizler yapan sporcular veya ishal, kusma gibi belirtilerle seyreden bir hastalık geçirenler dehidrasyon sorunuyla karşı karşıya kalabilir. Bununla birlikte yaz aylarında hava sıcaklıklarının artması da doğrudan dehidrasyon riskini artırır. Yetişkinlerde su tüketiminin artırılması su kaybının önlenmesi için çoğu zaman yeterlidir. Ancak özellikle de küçük bebeklerde ve çocuklarda sıvı kaybının teşhis edilmesi güç olabilir. Bu nedenle ciddi sorunları beraberinde getirme olasılığı yüksektir. 1
Su Kaybının Nedenleri Nelerdir?
“Su kaybı neden olur?” sorusunun yanıtları, genel olarak vücuttan sıvı kaybını artıran durumları içerir. En yaygın dehidrasyon nedenleri arasında şunlar yer alır:2
- İshal ve kusma,
- Yüksek ateş,
- Aşırı terlemeye neden olabilecek yoğun efor ve egzersizler,
- Sıcak ve nemli havada vakit geçirmek veya çalışmak,
- Kontrol altına alınmamış diyabet hastalığı, diüretik (idrar söktürücü) etkiye sahip ilaç ve içeceklerin tüketimi gibi durumlara bağlı olarak idrar çıkışının artmış olması,
- Yeterince su tüketmemek veya suya erişimin olmadığı yerlerde bulunmak,
- Sıcak havada çalışmak veya spor yapmak.
Bebek ve küçük çocuklar, susadıklarını ebeveynlerine iletemedikleri için özellikle de hastalık dönemlerinde dehidrasyon açısından büyük bir risk altındadır. Bu nedenle idrar çıkışının ve idrar renginin takip edilmesinde fayda vardır. Öte yandan 65 yaş üzerindeki yaşlı bireylerde, vücutlarındaki su oranının az olması ve unutkanlık nedeniyle su tüketimini azaltmaları gibi nedenlerle su kaybı olasılığı yüksektir. 3
Hafif ve Orta Derecede Su Kaybının Belirtileri Nelerdir?
Dehidrasyonun hafif veya orta derecede iken tespit edilmesi ve kaybedilen sıvının bir an önce yerine konulması, su kaybının yol açacağı komplikasyonları önlemek için çok önemlidir. Hafif ve orta şiddette su kaybının belirtileri arasında şunlar yer alır:
Susuzluk ve Ağız Kuruluğu
Vücutta sıvı eksikliğinin olması, su kaybının ilk belirtisi olan su içme ihtiyacını beraberinde getirir. Bu durum ağız kuruluğu ve şiddetli susama hissine neden olur. Ancak bulantı, kusma, iştahsızlık gibi durumlarda bu etkileri hissedebilmek güç olabilir. Dil ve dudakların kuruması da sıvı kaybında yaygın olarak görülür.3 4
Baş Ağrısı ve Baş Dönmesi
Susuzluğun erken dönem belirtileri arasında baş ağrısı ve baş dönmesi yer alır. Dehidrasyon ve elektrolit kaybının etkisiyle tansiyonun düşmesi ve kalp atış hızının azalması, baş dönmesini şiddetlendirebilir.3
İdrara Çıkma Sayısının Azalması
Dehidrasyonun erken dönemde fark edilebilmesi için idrar çıkışının takip edilmesi oldukça önemlidir. Özellikle de bebeklerde idrar çıkışı, bez takibi yapılarak kolaylıkla kontrol edilebilir. Bebeklerde günde altı adetten daha az ıslak bez değiştirmek veya çocuklarda sekiz saat boyunca bezin hiç ıslanmaması dehidrasyonu işaret eder. Yetişkinlerde de idrar çıkışında azalma ve idrar renginin koyulaşması su kaybını gösterir. 3
Gözyaşı Üretiminin Azalması
Susuzluk; gözyaşı üretimini azaltarak göz kuruluğu, gözlerde batma hissi, ağlarken gözyaşı gelmemesi gibi durumlara neden olabilir. Özellikle de bu durumun aniden gelişmesi, yüksek olasılıkla dehidrasyon anlamına gelir. 1
Yorgunluk ve Bitkinlik
Susuzluk, dokuların çalışması için ihtiyaç duyduğu sıvıdan daha azına sahip olması anlamına gelir. Bu da kişinin kendini yorgun ve bitkin hissetmesine neden olabilir.4
Cilt Kuruluğu
Su kaybına bağlı olarak ciltteki nemlilik ve elastik yapı doğrudan azalır. Bu durum cildin belirli bir bölgesinin tutulup çekilmesi ile tespit edilebilir. Çekilen cilt bölgesi eski haline daha zor dönüyorsa sıvı kaybından şüphelenilebilir.1
Bebeklerde Bıngıldakta Çöküklük
Başın üst kısmında yer alan bıngıldağı henüz kapanmamış olan bebeklerde dehidrasyon, bu bölgede de kendini belli edebilir. Bıngıldak bölgesinde aşağı doğru çöküklüğün oluşması, bir sıvı kaybı belirtisidir. 4
Ciddi Su Kaybının Belirtileri ve Riskleri
Çocuklar ve yaşlı bireylerde hafif veya orta derecede su kaybı görülmesi, doğrudan hastaneye başvurmayı ve sıvı replasmanı almayı gerektirir. Herhangi bir yaş grubunda ise ciddi su kaybı belirtileri görüldüğünde hastanelerin acil servislerine başvurulmalıdır. Ciddi susuzluk belirtileri arasında şunlar yer alır: (1)
- Aşırı susuzluk,
- Ciltte kuruluk ve buruşma,
- İdrar çıkışının belirgin şekilde azalması ve çok koyu renkli idrar,
- Düşük tansiyon ve kalp atım hızı,
- Hızlı solunum,
- Gözlerde çöküklük,
- Günde 3 kezden daha sık dışkılamanın 24 saatten uzun süredir devam ediyor olması,
- Dışkıda kan görülmesi veya siyah renkli dışkı,
- Terlemede azalma,
- Yorgunluk, halsizlik ve uyku hali,
- Kusma gibi bir durumdan kaynaklı olarak hiç sıvı alamama.
Yukarıdaki durumlar ciddi su kaybını işaret eder ve şiddetli dehidrasyon, belirli komplikasyonların gelişmesi ile sonuçlanabilir. Ciddi su kaybı vücutta elektrolit kayıplarına, sıcak çarpması ve sıcağa bağlı hastalıklara, böbrek taşı ve böbrek yetmezliği gibi böbrek hastalıklarına, şok, koma ve hatta ölüme neden olabilir. Bu nedenle dehidrasyon belirtileri ciddiye alınmalı ve gerekli durumlarda mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır. 1, 3
Su Kaybı Nasıl Önlenir?
Dehidrasyonun önlenmesi için bol sıvı tüketimi, alınması gereken en önemli önlemdir. Özellikle de risk grubunda olan veya dehidrasyona neden olabilecek bir durumu söz konusu olan kişilerde sıvı alımına çok dikkat edilmelidir. Gün içerisinde sık sık su tüketmek, meyve ve sebzeler gibi su oranı yüksek yiyecekler yemek dehidrasyonu önlemeye yardımcı olur. Bununla birlikte çay, kahve gibi idrar atımını artırıcı etkiye sahip olan içecekler, su yerine tüketilmemelidir. Sağlıklı yetişkinler için günlük minimumn 2 litre su tüketimine dikkat edilmemlidir. Spor yapanlar, sıcak hava koşullarında veya bedensel olarak çalışan kişiler, hamileler ve emziren anneler su tüketimini bundan daha fazla tutmalıdır. 2
Kusma veya ishal durumlarında bebek ve çocuklar için dehidrasyon riski çok yüksektir. Bu durumda hastalığın ilk belirtileri ile birlikte fazladan su içirme veya oral rehidrasyon solüsyonlarından faydalanma gibi uygulamalara başlanmalıdır. Su kaybının etkileri veya belirtileri kesinlikle beklenmemelidir. Yorucu egzersizler yapan kişiler bir gün önceden su tüketimini artırmaya başlamalıdır. Sıcak havada terleme, soğuk ve kuru havada ise nem kaybından kaynaklı olarak sıvı alımının artırılması gerekir. Ayrıca yaşlı yetişkinler başta olmak üzere tüm bireylerde grip, bronşit veya mesane enfeksiyonları gibi durumlarda sıvı ihtiyacı arttığından dehidrasyonu önlemek adına su tüketimi artırılmalıdır. 2
Susuzluğun vücuda etkileri özellikle de uzun süre devam ettiği takdirde böbrek ve idrar yolları başta olmak üzere pek çok alanda kendisini gösterebilir. Bu nedenle gün içerisinde yeterli su tüketmeye dikkat edilmeli, yoğun egzersiz veya sıcak hava gibi su kaybını artıran durumlarda içtiğiniz su miktarını artırmanızı öneririz. Sıvı alımınıza dikkat ederken dinç ve enerjik kalma, dengeli beslenme ve kronik yorgunluk gibi diğer konu başlıklarımızı da inceleyerek sağlıklı yaşama ilişkin daha detaylı bilgiler edinebilirsiniz.
Uyarı: Bu metin kişileri konu özelinde objektif bir şekilde bilgilendirme amaçlı yazılmıştır.